TT

Ahmet Adnan Eken

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Kıdemli Ekonomist olarak görev yapmaktadır.

Didem Yazıcı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Uzman Yardımcısı olarak görev yapmaktadır.

Editöre Not
Her türlü görüş, öneri
ve yorumlarınız için:
Mesaj Gönder

Küreselleşme ve dijitalleşme ile birlikte dünya genelinde uluslararası hizmet ticaretinin (UHT) gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) içindeki payı artmakta (Grafik 1). 2005 yılında yüzde 11 düzeyinde olan bu oran 2019 yılı itibarıyla yüzde 13,5 düzeyine yükselmiş. Aynı dönemde Türkiye’de hizmet ticaretinin gelişim hızı ise dünya ortalamasının üzerinde olmuş. 2005 yılında GSYH’nin yaklaşık yüzde 8’ini oluşturan UHT, 2019 yılında yüzde 12,2 düzeyine çıkmış. Bu blog yazısında ülkemizin hizmet ihracatının yapısı sektörel bazda, göreli rekabet alanları ve ticaret yapılan pazarlar temelinde analiz edilecektir. 

Tablo 1, ülkemizin hizmet ihracatının yıllar itibarıyla gelişimini ve sektörlerin toplam hizmet ihracatındaki payını göstermekte1. Tablo incelendiğinde, hizmet ihracatımızın Seyahat ve Taşımacılık hizmetlerinde yoğunlaştığı görülüyor. Bu iki sektörün incelenen dönemde toplam hizmet ihracatı içindeki payı yaklaşık yüzde 84 düzeyinde olmuş.

İhracatın sektör yoğunlaşması diğer ülkelerle karşılaştırıldığında nasıl bir resim ortaya çıkıyor? Bunu Herfindahl-Hirschman İndeksi (HHİ) hesaplayarak görmek mümkün. HHİ, hizmet ihracatını oluşturan her bir kategorinin toplam hizmet ihracatı içindeki payının karesi alınarak hesaplanmakta. HHİ’nin 1’e yakın olması sektörel yoğunlaşmayı, 0,08’e yakın değerler ise dengeli bir yapıyı gösteriyor2. Tablo 2’de Türkiye ve G20 ülkeleri için hesaplanan HHİ’ler yer almakta3. Ülkemiz sektörel yoğunlaşma açısından 0,36 indeks değeri ile G20 ülkeleri içinde 4. sırada. İncelenen dönemde sektörel yoğunlaşmanın ne yönde değiştiğine bakıldığında ise yedi G20 ülkesinde HHİ’nin zaman içinde azalış gösterdiği, diğerlerindeyse aynı kaldığı veya yükseldiği gözlenmektedir. Bu dönemde Türkiye HHİ’si ise yüzde 1 oranında artmıştır. 

Sektörel yoğunlaşmanın yanı sıra ihracatın ülke yoğunlaşması da önemli bir yapısal gösterge. Az sayıda ülkeye yoğunlaşan bir hizmet ihracatı, ortaya çıkacak jeopolitik risklere karşı duyarlı hale gelmekte. Hizmet ihracatımızın ülke yoğunlaşması 2016-2019 yılları için HHİ kullanılarak ölçüldü4. Buna göre, 2016-2019 yılları ortalama HHİ değeri 0,0377 olup hizmet ihracatımızın ülkeler itibarıyla dengeli dağıldığı görülmekte.

Göreli Üstünlüğümüz Olan Sektörler

Hizmet ihracatımızı artırmanın bir yolu, göreli üstünlüğümüz olan ve gelişime açık sektörlere yoğunlaşmaktan geçiyor. Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlük (Revealed Comparative Advantage) (AKÜ) indeksi istatistiki olarak bizlere ülkenin hangi sektörlerde rekabetçi olduğunun ipucunu vermekte. AKÜ, Balassa (1965) tarafından önerilmiş ve dış ticaret literatüründe yaygın olarak kullanılan bir indeks metodudur5. AKÜ indeksinin 1’den büyük olması ülkenin o sektörde göreli üstünlüğü olduğunu gösterirken, 1’den düşük değerler de ilgili sektörde ülkenin rekabetçi olmadığına işaret etmektedir.  Tablo 3, 12 sektör için 2013-2019 dönemi için AKÜ indeks değerlerini göstermekte. Buna göre ülkemiz, Seyahat ve Taşımacılık sektörlerinde yüksek derecede göreli üstünlüğe sahiptir. Sigorta ve Bakım Tamir hizmetlerini ise orta derece göreli üstünlüğe sahip sektörler olarak nitelemek mümkün.

Hizmet İhracatının Yapısının Ülke Uyumu

İhracatı geliştirmek için hedef ülke seçerken dikkate alınan kriterlerden bir tanesi hedef ülkenin ithalat yapısının ev sahibi ülkenin ihracat yapısı ile ne derece benzerlik gösterdiğidir. Ticaret Tamamlayıcılık İndeksi (Trade Complementarity Index) (TTİ), istatistiki olarak bunu ölçmekte6. TTİ, 0 ile 100 arası değerler alabiliyor. 100 indeks değeri ihracat yapımızın karşı ülke ithalat yapısı ile birebir örtüştüğü anlamına gelmekte. Dolayısıyla, yüksek TTİ değerine sahip ülkeler ülkemiz için yüksek hizmet ihracatı potansiyeline sahip ülkeler olarak değerlendirilebilir. Grafik 2, hizmet ihracatı yaptığımız ülkeler için hesaplanan indeks değerlerini gösteriyor. Bu gösterge temel alındığında Özbekistan, Irak, Çin ve Ukrayna, yüksek TTİ değerine sahip ülkeler olarak öne çıkmakta. Grafik 3 ise ülkelerin TTİ değerleri ile GSYH’lerini bir arada göstermektedir. Yüksek TTİ değerine ve yüksek GSYH’ye sahip ülkeler hizmet ticaretinin geliştirilmesinde de yüksek potansiyele sahip olacaklardır. Çin, Rusya, Güney Kore, Almanya ve İtalya bu yaklaşımda öne çıkan ülkelerdir.

Sonuç 

Bu blog yazısında Türkiye hizmet ihracatının yapısı, çeşitli göstergeler kullanılarak ülke karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. 

Sektörel olarak bakıldığında hizmet ihracatımızın Seyahat ve Taşımacılık ağırlıklı bir yapı sergilediği görülüyor.  HHİ ile de desteklenen bu olgu, hizmet ihracatı üzerinde kırılganlık yaratıyor. Son pandemi döneminde de gözlemlediğimiz üzere, Seyahat ve Taşımacılık ihracatının sekteye uğradığı bir dönemde hizmet ticareti dengesi hızla bozulabilmekte.

Sektörel yoğunluğu yüksek olmakla birlikte hizmet ihracatı ülkeler bazında dengeli bir dağılım sergilemektedir. Bu durum, jeopolitik gelişmelerin hizmet ihracatı üzerindeki olumsuz etkisini azaltıyor.

AKÜ indeksi gösterge olarak alındığında Seyahat ve Taşımacılık yüksek, Sigorta ve Bakım Tamir hizmetleri ise orta derece göreli üstünlüğümüz olan sektörlerdir. Hizmet ihracatı stratejisi oluşturulurken göreli üstünlüğümüz olan sektörlerde ihracat potansiyelimizin değerlendirilmesine öncelik verilirken, diğer hizmet sektörlerinde rekabet düzeyini artırıcı politikalara ağırlık verilmesi düşünülebilir.  

Çin, Rusya, Güney Kore, Almanya ve İtalya gerek yapı gerek büyüklükleri ile ülkemiz için yüksek hizmet ihracatı potansiyeli taşıyan ülkeler olarak öne çıkmaktadırlar. 

[1] Hizmet ticareti, Uluslararası Hizmet Ticareti El Kitabı uyarınca on iki sektörden oluşmakta.  UHT Kategorileri; 1. İşlem Gören Mallar, 2. Bakım/Tamir Hizmetleri, 3. Taşımacılık Hizmetleri, 4. Seyahat Hizmetleri, 5. İnşaat Hizmetleri, 6. Sigorta Hizmetleri, 7. Finansal Hizmetler, 8. Fikri Mülkiyet Hakları Kullanım Ücretleri, 9. Telekomünikasyon, Bilgisayar ve Bilgi Hizmetleri, 10. Kültürel Hizmetler, 11. Diğer Ticari Hizmetler, 12. Resmi Hizmetler. Temelde ülkelerin vize benzeri diplomatik hizmetlerinin kapsandığı Resmi Hizmetler ticari bir hizmet olarak değerlendirilmemektedir. Bu nedenle çalışmada verileri sunulmakla birlikte, analizlere dâhil edilmeyecektir.

[2] Sektör yoğunlaşması 12 sektör üzerinden hesaplandığından HHİ’nin alabileceği minimum değer, 12 sektörün de toplamda eşit paya sahip olması durumunu gösteren 0,083’tür.

[3] IMF veri tabanında verisi bulunan 125 ülke için hesaplanan HHİ’lere buradan erişilebilir.

[4] Ülke yoğunlaşmasını gösteren HHİ veri kısıtı nedeniyle 2016-2019 dönemi için ve Seyahat Hizmetleri hariç hesaplanmıştır.

[5] Formül, k sektörünün ülkenin toplam hizmet ihracatındaki payının, k sektörünün dünya hizmet ticareti içindeki payına oranı olarak tanımlanmakta;  

[6] Drysdale (1969) tarafından önerilen bu indeksin formülü;

Formülde i, ihracatçı ülkeyi, j ithalatçı ülkeyi, k’da sektörü göstermektedir.

 

Kaynakça

Balassa, B. (1965). Trade Liberalisation and Revealed Comparative Advantage. The Manchester School of Economic and Social Studies, Vol. 33, 99-123.

Drysdale P. (1969). Japan, Australia, New Zealand: The Prospect for Western Pacific Economic Integration. Economic Record, 45: 321–342.

Ahmet Adnan Eken

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Kıdemli Ekonomist olarak görev yapmaktadır.

Didem Yazıcı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Uzman Yardımcısı olarak görev yapmaktadır.

Editöre Not
Her türlü görüş, öneri
ve yorumlarınız için:
Mesaj Gönder

ANA SAYFA

* Blogda yer verilen görüşler yazarlara aittir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi görüşlerini temsil etmeyebilir.