Finansal tabana yayılma, toplumdaki farklı gelir gruplarının ve özellikle de düşük gelirli grupların finansal ürünler ve hizmetlere erişimini teşvik etmek için yaratıcı metodolojiler geliştirerek ekonomik ve sosyal tabana yayılmayı da içerecek şekilde finansal farkındalığın ve finansal okuryazarlığın da artırılmasını ifade etmektedir. [1] Dünya Bankasının “Financial Inclusion (FI) Global Findex” veri tabanına göre, dünya genelinde iki milyar yetişkinin finansal hizmetlere erişiminin olmadığı görülüyor. Yüksek gelirli ülkelerde yetişkin nüfus içindeki finansal hizmetlere erişim oranı çok yüksek iken, gelişmekte olan ülkelerde söz konusu oran yüzde 40’lar düzeyinde.
Finansal hizmetlere erişim için iyi bir kredi mekanizması ve dolayısıyla etkin bir kredi veri tabanının oluşturulması, son yıllarda finansal tabana yayılmayı artırmanın ön koşulu olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla, gelişmiş bir kredi raporlamasının, özellikle gelişmekte olan ülkelerde farklı metodolojiler uygulanarak, veri tabanını genişleterek ve veri kalitesini artırarak finansal tabana yayılmaya ve finansal istikrara katkı sağlaması bekleniyor.
Kredi Raporlaması ve Standartları Nedir?
Kredi raporlaması derken neyi kastediyoruz? Türkiye’de bu işi hangi kurum yapıyor? Kredi raporlaması, genel anlamda birey/şirket, kurum ve kuruluşların künye bilgileriyle borç, kredi ve türevlerine ilişkin bilgilerin sistematik ve tarihsel olarak uzman kuruluşlar tarafından değerlendirilmesi, belli bir mevzuat çerçevesinde karar alıcıların ve kullanıcıların hizmetine sunması anlamına geliyor. Türkiye’de bu işlev 1951-2013 yılları arasında Merkez Bankası bünyesinde Risk Merkezi tarafından sorunsuz bir şekilde yürütüldü ve 2013 yılında gerçekleştirilen reformla bu görev Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezine (TBB-RM) devredildi. Bu reformla, Merkez Bankasının asli fonksiyonlarına odaklanması ve risk merkezi faaliyetlerinin bu konuda uzman bir kuruluş tarafından yerine getirilmesi hedeflendi.
Kredi raporlamasında standartlar var mı? Varsa kim belirliyor? Dünya Bankası Uluslararası Kredi Raporlama Komitesi (ICCR), yaşanan son finansal krizden sonra yön gösterici olması amacıyla ilk defa 2011 yılında “Kredi Raporlamasına İlişkin Temel Prensipler” dokümanında belli standartlara yer vermiştir.[2] Bu standartların oluşturulması, doğru, etkin, denetlenebilir, anlaşılabilir, büyük kapsamlı ve tarihsel verinin oluşturulmasını sağlayarak finansal tabana yayılmaya destek veriyor.
Kredi Raporlamasının Finansal Tabana Yayılmayla İlişkisi
Dünya Bankası, 2016 yılındaki raporunda “Kredi Raporlaması ve Finansal Tabana Yayılma” konusuna yer vermiştir. [3] Rapora göre, kredi raporlamasının birçok alanda finansal tabana yayılmaya katkı sağlayacağı belirtiliyor. Bunlardan en önemlileri, bireylere ve KOBİ’lere yönelik veri tabanının, müşterilerin kendi ödeme geçmişini ve diğer tahmin edilebilir veri setini kapsayacak şekilde genişletilmesidir. Dolayısıyla, veri tabanının genişletilmesi ve büyük veri setine ulaşılmasıyla, risk primleri daha doğru hesaplanarak kredi verenlerin işi kolaylaştırılacak ve hizmet sunulamayan düşük gelirli kesimlere yönelmeleri sağlanacaktır. Diğer taraftan kredi raporlaması, tüketici haklarının sağlanması, sorumlu borçlanma ve dolandırıcılıkla mücadeleye katkı sağlarken küçük kredi raporlama kuruluşlarının sisteme entegre edilmesiyle birlikte adil şartlarda raporlama sistemi ile düşük gelirli gruplara kredi veren kuruluşları büyüklere karşı koruyacaktır.[4]
Türkiye Açısından Değerlendirme
Türkiye’de finansal tabana yayılma aynı zamanda bir kamu politikası olup2014 yılı Haziran ayında, finansal erişim, finansal eğitim ve finansal tüketicinin korunmasına ilişkin ulusal stratejimiz yayımlanmıştır. [5] [6]
Kredi raporlamasının finansal tabana yayılmasına katkısı yönünden değerlendirildiğinde, Türkiye’de risk merkezi olarak kredi raporlaması alanında temel veri sağlayıcı kurum 2013 yılı Haziran ayında faaliyete geçen TBB-RM ve onun adına hizmetleri yürüten Kredi Kayıt Bürosu (KKB)’dur. [7] Risk Merkezince, tüm üye kuruluşlar, kamu otoriteleri, bireyler ve şirketler için üretilen ayrıntılı raporlama sayısı 2016 yılı itibarıyla 307’ye ulaşmıştır. Bu rakam birçok gelişmiş ülke risk merkezlerinin ve kredi kayıt bürolarının ürettiği raporlamaların üzerinde bulunmakta. Risk Merkezi sisteminden üye kuruluşlarca yapılan bilgi sorgulama sayısı ise 2017 sonunda yıllık 500 milyon sorgunun üzerine çıkarak Avrupa’da birinci sıraya yükselmiştir.
Risk Merkezi, üyeleri olan finansal kuruluşlara geleneksel raporlama sistemlerinin yanı sıra, bireysel borçluluk endeksi, çek raporu, kare kodlu çek, karmaşık kredi skorlaması ve risk raporu üreterek müşterilerine ilişkin risklerini doğru analiz etmelerini sağlamakta. Sistem, firmalara ve şahıslara da bu raporlardan çek ve risk raporlarına elektronik ortamda ulaşmalarını sağlayarak kendi risklerini çok kısa sürede ve anlaşılır şekilde görebilmelerine olanak veriyor. [8] Son duruma bakıldığında sistemin kullanıcılar için ürettiği çek ve risk raporlarının sayısı risk merkezinin devri öncesi 2013 yılındaki 40 bin düzeyinden radikal bir artışla nihai olarak yıllık 10 milyonun üzerine ulaşmış durumda.
Türkiye’deki finansal raporlama sistemleri Avrupa Birliği düzeyinde ve kısmi olarak bazı raporlamalarda üst düzeyde olmasına rağmen, bireylerin finansal sisteme entegrasyonu ve sistemi kullanımı aynı düzeyde bulunmamaktadır. Gelişmiş kredi raporlama sisteminin bir diğer ölçüsü de bir ülkede hem coğrafi olarak geniş bir alanı kapsaması hem de daha fazla bireyin finansal ürün kullanımını kapsayarak cinsiyetler arasındaki ayrımı azaltacak şekilde finansal sistemi tabana yayarak daha etkin kullanımını sağlamasıdır. Türkiye’deki Finansal Tabana Yayılmanın hanehalkı ve KOBİ bazında değerlendirildiği 2016 Financial Sector Assesment Program (FSAP) Raporundaki Global Findex verilerine göre, Türkiye’de bireylerin finansal bir kuruluştaki hesap sahiplik oranı Avrupa ve Orta Asya (ECA) [9] ülkelerinin üzerinde olmasına rağmen BRICS [10] ülkelerinin gerisinde kalmaktadır. Toplam nüfus içindeki 15 yaş üstü nüfusun cari bir hesaba sahip olma oranı yüzde 57 düzeyinde bulunmaktayken, söz konusu oran erkeklerde yüzde 69, kadınlarda ise yüzde 44 düzeyindedir (Grafik 1).
Hesap sahiplik oranı diğer yönleriyle, gelir, yaş ve eğitim durumuna göre değerlendirildiğinde de Türkiye’nin ECA grubu ülkelerin ilerisinde ancak BRICS grubu ülkelerin gerisinde olduğu dikkat çekmekte.
Global Findex anketine göre, 15 yaş üstü nüfus içindeki kredi kartı ve banka kartı sahipliği oranı sırasıyla yüzde 33 ve yüzde 43 düzeylerinde (Grafik 2). Buna göre, kredi kartı sahiplik oranı diğer ülke gruplarından yüksek seviyede yer almakta. Diğer taraftan, cari hesapların yetişkinler tarafından kullanımı incelendiğinde, kredi kartı ve ATM kullanım oranlarının sırasıyla yüzde 29 ve yüzde 67 ile diğer tüm ülke grupları arasında en yüksek düzeyde bulunduğu görülmekte. Aynı grafikte, internetle ödeme yapma oranı görece olarak diğer ülke gruplarına göre yüksek olup, yüzde 19 düzeyinde. Cep telefonuyla ödeme yapma oranı ise yüzde 8 ile görece düşük bir düzeyde yer almakta.
Son olarak, 2014 yılında yapılan bir ankette, yetişkinlerin yaklaşık yüzde 41’i tasarruf ettiğini beyan etmiş (Grafik 3). Diğer taraftan ilgili nüfusun sadece yüzde 9’unun yasal bir finansal kuruluşta tasarruflarını biriktirdiği dikkat çekiyor.
Özetle, Türkiye’de finansal raporlama sisteminin son yıllarda büyük bir gelişme kaydetmesine rağmen, nüfusun önemli bir bölümünün halen Türkiye’de finansal sistemde ve dolayısıyla kredi raporlama sisteminde yer almadığı, tasarruf oranlarının da düşük olması nedeniyle finansal sisteme entegrasyonun tam olarak gerçekleştirilemediği ve ödemelerde teknoloji kullanımının artmasına rağmen istenilen düzeye ulaşılmadığı görülmekte. Bu çerçevede, kredi raporlaması kavramının genişletilerek büyük veri tabanının finansal erişim kapsamında oluşturulması, finansal okur-yazarlığın artırılması, mevcut KOBİ verilerinin uluslararası standartlarda toplanarak kredi raporlamasına eklenmesi ve kamu ve özel sektörün bu konudaki işbirliğinin geliştirilmesi yararlı olabilecektir.
[1] http://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TCMB+TR/TCMB+TR/Main+Menu/Yayinlar/Raporlar/Finansal+Istikrar+Raporu/2016/Sayi+23/
[2] http://documents.worldbank.org/curated/en/662161468147557554/General-principles-for-credit-reporting
[3] https://consultations.worldbank.org/consultation/how-credit-reporting-contributes-financial-inclusion
[4] BIS’in Nisan 2016 raporu “Payment aspects of financial inclusion” Raporu http://www.bis.org/cpmi/publ/d144.pdf
Bu raporda, Türkiye’deki ödeme sistemlerinde gerçekleştirilen ve kredi raporlaması ile finansal okur yazarlığa olumlu katkı sağlayan gelişmelerden bahsedilmiştir.
[5] https://hazine.gov.tr/File/?path=ROOT%2f1%2fDocuments%2fGenel+%c4%b0%c3%a7erik%2fBa%c5%9fbakanl%c4%b1k_Genelgesi.pdf
[6] Finansal istikrar ile ilgili olarak kurumlar arasında politikaların ve uygulamaların koordinasyonunu sağlamak üzere kurulan Finansal İstikrar Komitesi; Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın başkanlığında, Hazine Müsteşarı ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu başkanlarından oluşmaktadır.
[7] Risk merkezinin 180’e yakın üyesi bulunmakta olup, üyeleri arasında, bankalar ve finansal kuruluşlar, alacak sigortası şirketleri, Borsa İstanbul, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği gibi kuruluşlar yer almaktadır.
[8] Risk raporu,müşterinin son beş yıldaki performansına göre finansal kredi notunu göstermekte olup 0-1900 puan aralığında yer almaktadır. En riskli 1 puan en az riskli 1900 puan olarak değerlendirilmektedir. Kategoriler en riskli, orta riskli, az riskli, iyi ve çok iyi şeklindedir.
Çek raporu geçmişte kullanılmış ve halihazırda keşide edilmiş ancak henüz ödenmemiş tüm çeklere ilişkin olarak pozitif ve negatif bilgileri aynı anda bünyesinde bulunduran rapordur. Bu rapor Risk Raporu’ndan farklı olarak, kişinin ya da kurumun finans sektörü dışındaki piyasalara olan borçlarının ödeme alışkanlıklarını gösterir. Çek endeksi için 0-1000 puan skalasında yer almaktadır.1 en riskli, 1.000 en risksiz durumu ifade etmektedir.
Bireysel Borçluluk Endeksi(BBE): KKB’nin üyeleri olan finansal kuruluşlara sunduğu bir hizmettir. Geçmişinde ödeme güçlüğü görünmeyen riskli kişileri belirleme ihtiyacı ile geliştirilmiş skor bazlı bir endekstir. Ödeme güçlüğü belirtisi göstermeyen, ancak ödeme gücünü aşan bir borç yükü altına girme eğiliminde olan kişileri tespit eden erken uyarı niteliğindedir. Sorgu tarihinden itibaren bir yıl içinde henüz ödeme yapamaz duruma düşmeyecek, ancak “aşırı borçlanmış” hale gelecek olan bireyleri öngörmeye yönelik bir modeldir. Kaynak: KKB-Findeks
[9] ECA: Doğu Avrupa ve Orta Asya Ülkeleri: Arnavutluk, Azerbeycan, Beyaz Rusya, Bosna Hersek, Bulgaristan, Ermenistan, Hırvatistan, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Makedonya, Moldova, Karadağ, Kosova, Özbekistan, Polonya, Romanya, Rusya Federasyonu, Sırbistan, Tacikistan, Türkiye, Türkmenistan ve Ukrayna.
[10] BRICS: Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika
Kaynakça
AFI Annual Report (2015), “Making Financial Services More Accesible to the World’s Unbanked”
CPMI-World Bank Group (2015), “Payment aspects of financial inclusion, Consultative report”
Demirguc-Kunt, Klapper ve Singer (2014), “The Global Findex Database 2014,
World Bank, "Measuring Financial Inclusion around the World”, WB Working Paper No, 7255
Finansal İstikrar Raporu, Kasım 2016, IV.3 “Özel Bölüm, Gelişmiş Kredi Raporlamasının Finansal Tabana Yayılmaya ve Finansal İstikrara Katkısı” syf. 73-81
Global Partnership for Financial Inclusion. (2016), G20 Financial Inclusion Indicators
World Bank, (Eylül 2016). “Financial Sector Assesment Program, Republic of Turkey, Background Note-Financial Inclusion”
World Bank-International Committee on Credit Reporting (ICCR), (Eylül 2016), “Policy Brief on Credit Reporting and Financial Inclusion”.
World Bank, (Temmuz 2012) “Financial Inclusion Strategies, Reference Framework” No:78761
World Bank-International Committee on Credit Reporting (ICCR), (2011), “General Principles for Credit Reporting”
World Bank Doing Business: http://www.doingbusiness.org/
World Bank Global Findex Database: http://www.worldbank.org/globalfindex
https://www.riskmerkezi.org/tr