Verimlilik, aynı miktarda çıktıyı daha az kaynak kullanarak üretebilme yeteneği olarak tanımlanabilir. Verimliliğin temel sürükleyicileri ise teknolojik gelişim ve yenilikçilik olarak öne çıkmakta. Yenilikçi teknolojilerin sağladığı verimlilik artışları sürdürülebilir ekonomik büyüme ve refah artışında önemli rol oynuyor. Verimlilik artışı sadece yeni teknolojilerin üretimiyle değil, aynı zamanda başka bir yerde keşfedilen teknolojilerin üretim süreçlerine adapte edilmesi ile de sağlanabiliyor. Kısaca, verimlilik artışı sadece yeni fikirlerin yaratılmasıyla değil, aynı zamanda yayılmasıyla da sağlanabilir.
Öncü firmalar genellikle kendi yarattıkları teknolojilerle verimlilik artışı sağlarken; takipçi firmalar öncülerin teknolojilerini öğrenebildikleri veya mevcut teknolojileri kendi üretim süreçlerine uyarlayabildikleri ölçüde verimlilik artışı sağlayabilmekte. Apple, Tesla, Google gibi tüm dünyayı etkisi altına alan yenilikler üretebilen firmalar küresel öncülere örnektir. Küresel öncülerin keşfettiği yenilikler ticaret, doğrudan yabancı yatırım veya nitelikli işgücü akışı kanallarıyla yerli öncülere yayılmakta, öğrenme ve/veya uyarlama yoluyla ise takipçilere aktarılmaktadır (Grafik 1).
Türkiye’de her ne kadar henüz küresel öncüler olmasa da gerek dış ticaret faaliyetleri gerekse doğrudan yabancı yatırımlar sayesinde yenilikçi teknolojiler kullanan başarılı öncü firmalar bulunuyor. Bu yazıda, Türk imalat sanayinde takipçi firmaların verimlilik artışlarında öncü firmaların rolü ele alınıyor [1].
Çalışmanın ilk aşamasında imalat sanayi firmaları verimlilik seviyelerine göre üç gruba ayrılıyor[2]
- Ulusal öncüler: En üst yüzde 10’luk verimlilik diliminde yer alan firmalar.
- Bölgesel öncüler: Ulusal öncüler dışında kalan, bulundukları bölgede en yüksek verimliliğe sahip ve verimlilik seviyeleri ulusal öncü firmalardan daha düşük firmalar.[3]
- Takipçiler: Ulusal ve bölgesel öncü firmalar dışında kalan ve görece daha az verimli olan firmalar.
Örneklemin ortalamada yüzde 80’i takipçi firmalardan oluşuyor. Ortalama çalışan sayısı öncü firmalarda 35 iken takipçi firmalarda 22 seviyesinde (Grafik 2 ve 3).
Öncülerin toplam istihdam içerisindeki payı firma sayısı kaynaklı olarak yüzde 27 ile sınırlıyken, toplam ciro içerisindeki pay yüzde 50’nin üzerine çıkıyor (Grafik 4 ve 5).
İhracat gelirlerinin dağılımı da ciro dağılımına benzer şekilde ağırlıklı olarak öncülerde yoğunlaşmakta; ihracatın yaklaşık yüzde 70’lik kısmı öncüler tarafından gerçekleştiriliyor (Grafik 6). İhracat oranlarına bakıldığında ise, öncüler satışlarının ortalama yüzde 10’luk kısmını yurt dışına yaparken, takipçilerde bu oran ortalamada yüzde 6 ile sınırlı kalmakta (Grafik 7).
İmalat sanayi toplam ARGE harcamalarının yaklaşık yüzde 67’lik kısmı öncüler tarafından yapılıyor ki bu da ARGE ile verimlilik arasındaki ilişkiyi bir kez daha teyit etmekte (Grafik 8).
Türk imalat sanayi öncüleri, yüksek cirolu, büyük ölçekli, ihracat yoğun ve teknoloji yatırımları yapan firmalardan oluşuyor. Ortalama verimlilik seviyeleri karşılaştırıldığında, ulusal ve bölgesel öncülerin verimliliklerinin takipçi firma verimliliğinin sırasıyla 2,2 ve 1,4 katı olduğu görülüyor (Grafik 9).
2006 yılından 2016 yılına gelindiğinde takipçi, bölgesel öncü ve ulusal öncü firmaların verimlilik artışları sırasıyla yüzde 3,5, 2,3 ve 1,3 olarak gerçekleşirken gözlenen bu patika imalat sanayinde yakınsama olduğunu ima ediyor (Grafik 10). Bir başka deyişle, Türk imalat sanayinde takipçi firmalar öncü firmaların sahip oldukları teknolojileri öğrenerek veya adapte ederek verimlilik artışı sağlayabiliyorlar. Aktarım mekanizmasını daha iyi anlamak için yapılan regresyon analizleri de bu sonucu destekliyor. Tahmin sonuçları, takipçi firmaların verimlilik artışlarını açıklamada öncü firmaların verimlilik artışları ile öncülere olan uzaklığın anlamlı olduğunu gösteriyor. Sonuç olarak, Türk imalat sanayindeki takipçi firmalar büyük, yüksek cirolu, ihracat yoğunluğu yüksek, teknoloji yatırımları yapan verimli öncülerin teknoloji ve yeniliklerinden öğrenerek ve/veya yakalama etkisi ile verimlilik artışı sağlıyorlar.
Yazının son kısmında ise, Dünya Ekonomik Forumu (DEF) 2016-2017 Küresel Rekabetçilik Raporu sonuçları verimlilik çerçevesinde ele alınarak yenilikçi ve teknoloji yayılımını artırıcı öneriler alt başlıklar halinde sunuluyor.
Beşeri sermaye eksiklikleri
Beşeri sermaye ile verimlilik arasındaki ilişki artık bilinen bir gerçek. DEF 2016-2017 Küresel Rekabetçilik Raporu’na göre Türkiye eğitim yapısal bloğunda, AB ve ABD gibi gelişmiş ülke ekonomilerinin gerisinde iken gelişmekte olan ülkelere göre daha iyi durumda. Ancak alt detaylara bakıldığında, eğitim kalitesi konusunda Türkiye diğer gelişmekte olan ülke ekonomilerinin gerisinde kalıyor (Grafik 11).
Eğitim kalitesinde iyileştirme yönünde önemli bir potansiyel olması gelecekte verimlilik artışları için fırsatlar sunuyor. Eğitim kalitesini iyileştirecek politikalar teknik ve bilimsel kapasitesi yüksek işgücü yaratarak gerek öncülerin gerekse takipçilerin verimlilik artışlarına olumlu katkı sağlayabilir. İş eğitim programlarına yönelik destekler de imalat sanayiinde verimlilik artışı fırsatları oluşturabilir.
Altyapı kısıtları
Altyapının büyüme ve verimlilik için önemi gerek araştırmacılar gerekse politika yapıcılar tarafından kabul görmüş durumda. DEF raporuna göre Türkiye’deki mevcut karayolu ve havayolu altyapı kalitesi AB dâhil birçok ülkeden daha iyi olmasına rağmen demiryolu ve liman altyapı kalitesi için aynı şeyi söylemek zor. Elektrik altyapı kalitesi ise Çin dâhil diğer gelişmekte olan ülkelerin altyapı kalitesinin gerisinde kalıyor (Grafik 12). Altyapı eksikliklerinin neden olduğu elektrik kesintilerinin önemli bir kısmı enerji tüketim ve üretiminin ağırlıklı olarak doğalgaz ve kömüre dayalı olmasından kaynaklanıyor. Elektrik üretim kaynaklarının çeşitlendirilmesi üretim-tüketim dengesinin daha iyi yönetilebilmesine olanak sağlayarak imalat sanayinde faaliyet gösteren firmaların verimliliklerine olumlu katkıda bulunabilir.
Yenilikçilik
Yenilikçilik yapısal bloğu sonuçları yenilikçilik ve teknoloji konularında Türk imalat sanayiinin kat etmesi gereken uzun bir yol olduğunu göstermekte. Bu yarışta ipi göğüsleyenler ise batılı ülkeler. Gelişmekte olan ülkeler bloğuna bakıldığında, Türkiye’nin bilimsel araştırma enstitülerinin kalitesi, firmaların ARGE harcamaları ile ARGE’de üniversite-sanayi işbirliği konularında geride kaldığı görülüyor (Grafik 13).
Üniversiteler ile sanayi işbirliğini güçlendirecek politikalar sürdürülebilir inovasyon ekosisteminin oluşturulması için önemli bir adım. Türkiye’deki firmaların ARGE iştahları diğer ülkelerin gerisinde. Kamunun teknoloji ve ARGE yatırımlarına yönelik teşvik mekanizmalarının artırılması öncüleri güçlendirirken bir yandan da takipçi firmalara verimlilik artışı fırsatı sunacaktır.
Özetle, Türk imalat sanayinde verimlilik açısından öncü firmalar genel olarak büyük, yüksek cirolu ve ihracat yoğun firmalar. Bu firmalar, teknoloji ve ARGE yatırımları yapıyor. Takipçi firmalar ise bölgesel ve ulusal öncülerden öğrenerek ve/veya öncülerin mevcut teknolojilerini kendi ihtiyaçları doğrultusunda uyarlayarak verimlilik artışı sağlayabiliyor. İmalat sanayiinde faaliyet gösteren takipçi firmaların öğrenme ve yakalama performansı sürdürülebilir ekonomik büyüme için önemli fırsatlar sunarken, teknoloji ve inovasyon ekosisteminde sağlanacak iyileşme, öncelikle öncülerin daha sonra da takipçilerin verimliliklerini destekleyecektir. Verimlilik ile yakından ilişkisi olan beşeri sermaye, altyapı ve inovasyon kapasitesi konularında gelişim için önemli bir alan bulunuyor.
[1] Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde yer alan Girişim Bilgi Sistemi veri tabanı kullanılarak yapılan bu çalışma, 2006 ile 2016 yılları arasında imalat sanayi sektöründe faaliyet gösteren, elektronik bilanço ve gelir tablosu beyan eden 254.465 kurum ve firmayı kapsamakta.
[2] Çalışmada, verimlilik ölçütü olarak kısmi işgücü verimliliği kullanılıyor. Kısmi işgücü verimliliği firma bazında çalışan başına düşen reel net satışlar olarak tanımlanmakta. Eşiklemeler üçlü NACE Rev. 2 düzeyine göre yapılmakta.
[3] Bölgesel sınıflama NUTS 1’e göre yapılmakta.