TT

Semih Tümen

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yapısal Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürüdür.

Hüseyin Songül

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Merkez Bankası Uzmanı olarak görev yapmaktadır.

Editöre Not
Her türlü görüş, öneri
ve yorumlarınız için:
Mesaj Gönder

Hububat ve bakliyat gibi saklanabilir tarımsal ürünlerde uzun vadeye yayılan ve kalıcı nitelik sergileyen fiyat artışları dönem dönem ortaya çıkabiliyor. Saklanabilir ürünler bu yönüyle daha ziyade yüksek frekanslı ve geçici nitelikteki mevsimsel fiyat şoklarına maruz kalan yaş meyve-sebze ürünlerinden ayrışmakta. Bu gözlemden hareketle, saklanabilen tarım ürünlerindeki fiyat hareketlerinin gıda enflasyonu seviyesindeki katılık ve kalıcılıkları doğrudan beslediğini söylemek mümkün. Dayanıksız nitelikteki yaş meyve-sebze ürünlerindeki fiyat hareketleri ise gıda enflasyonundaki oynaklığı artırmakta ve öngörülebilirliği azaltmakta. Yaş meyve-sebze fiyatlarındaki dönemsel aşırılıklar ülkemizdeki gıda enflasyonu sorununu gözler önüne seren çarpıcı örnekler sunuyor ve bu yüzden kamuoyunda sıkça tartışılıyor. Ancak, gıda enflasyonuna ilişkin büyük resmi anlayabilmek için saklanabilir ürünlerdeki kalıcı ve uzun dönemde etkili olan fiyat hareketlerini gözden kaçırmamak gerekiyor.

Bu çalışmada, ilk olarak ülkemizde son dönemde hızlı bir şekilde gelişen ve saklanabilir ürünlerin fiyat dinamiklerini önemli ölçüde etkilemesi beklenen lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsacılığı sistemini tanıtıyoruz. Akabinde ise söz konusu sistemin saklanabilir ürünlerdeki sağlıklı fiyat oluşumuna ve gıda ürünlerinde fiyat istikrarına hangi kanallardan katkı sağlayabileceğini tartışıyoruz.

Lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsacılığı sistemi, uzun süre saklanabilen ve standardize edilebilen hububat, baklagiller, fındık, zeytin ve zeytinyağı gibi tarım ürünlerinin depolanmasına ve derin bir piyasada ticaretine imkân tanımakta.[1] Söz konusu sistem üreticiler, tüccarlar, sanayiciler ve aracıların yanı sıra bankaları, sigorta şirketlerini ve yatırımcıları bir araya getiren gelişmiş bir ticaret platformu olarak işlev görmekte. Lisanslı depoculuk sisteminde saklanabilir tarım ürünlerinin sınıf ve kaliteleri yetkili sınıflandırıcı olarak isimlendirilen laboratuvarlarca tespit ediliyor. Sonrasında ise, söz konusu tarım ürünleri modern altyapıya sahip lisanslı depolarda saklanıyor. Lisanslı depolarda saklanan tarımsal ürünler elektronik ürün senetleri vasıtasıyla uluslararası nitelikteki Ürün İhtisas Borsası ve/veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca yetkilendirilen borsalarda ticarete konu olabiliyor [Çalış ve diğerleri (2016); Tosun ve diğerleri (2014)].

Lisanslı depo işletmesi depoya giren ürünlerin mülkiyetini temsil eden elektronik ürün senetlerini Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) üzerinden düzenlemekte ve ürün sahibi mudilerin bankadaki yatırım hesabına aktarmakta. Mudiler elektronik ürün senetlerini yetkili ticaret borsaları bünyesindeki elektronik işlem platformlarında satış emri vermek suretiyle satışa sunabilmekte. Tüccar, sanayici ve yatırımcı gibi alıcılar da borsa platformuna kaydolarak elektronik ürün senetleri için alım emri verebilmekte.

Lisanslı depolarda tarımsal ürünlerin yetkili sınıflandırıcılar tarafından analizi, standardizasyonu ve depolanması çiftçileri yüksek kalitede ürün üretmeye teşvik ediyor ve böylelikle gıda güvenliğini artırıyor. Ayrıca, işlenmiş gıda sektörü ihtiyaç duyduğu miktar ve kalitedeki girdiyi depo inşa etme ve işletme maliyetine katlanmadan ürün senetleri alarak temin edebiliyor. Sistem depolama yapamayan üreticilere ürünlerini lisanslı depolarda teminatlı ve sigortalı olarak saklama imkânı sağlamanın yanı sıra, lisanslı depoculuk sayesinde üreticiden piyasaya ürün arzı tüm yıla yayılıyor ve böylelikle kayıt dışı stoklama ve fiyat spekülasyonunun önüne geçilebiliyor. Diğer yandan, mudi sahibi olduğu ürün senedini teminat göstererek kredi kullanabiliyor ve finansman ihtiyacını karşılayabiliyor.

Sisteme ilişkin yasal düzenleme 2005 yılında 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu ile yapıldı. 2011 yılının Temmuz ayında Ankara Polatlı ilçesindeki 40 Bin Ton kapasiteli depo ile fiili uygulama başladı. Günümüz itibarıyla toplam 68 şirkete Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca lisanslı depo işletmesi kuruluş izni verildiğini görüyoruz. Kuruluş izni almış olan 68 şirketin tamamının lisans alması durumunda ortaya çıkacak olan depolama kapasitesi mevcut ihtiyacı karşılayabilecek.[2]

Lisanslı depoculuk sisteminin etkin bir şekilde çalışmaya başlamasının saklanabilir ürünlerde sağlıklı fiyat oluşumunu desteklemek suretiyle gıda enflasyonu üzerinde olumlu etki yapacağı değerlendirilmekte. Burada iki temel mekanizma söz konusu. Birincisi, lisanslı depoculuk sayesinde çiftçinin finansmana erişiminin kolaylaşması ve ortadan kalkan finansman kısıtları sonrasında tarımsal üretim verimliliğinin artması [Aysoy, Seven ve Tumen, 2017], dolayısıyla ürün arzında sürdürülebilir artış sağlanması. Arzdaki sürdürülebilir artış saklanabilir ürünlerde son dönemde belirginleşen ithalat eğilimini azaltacak ve dolayısıyla söz konusu ürünlerin fiyatlarında kur şoku kaynaklı etkileri zayıflatacak. İkinci mekanizma ise artan depolama kapasitesi sayesinde ürünün zamanlama ve miktar olarak dengeli şekilde piyasaya sürülmesinin yanı sıra depolamada kayıt dışılığın azaltılması neticesinde arz/fiyat oynaklığının azalması ve piyasada öngörülebilirliğin artması.

Bu iki temel mekanizma sayesinde saklanabilir ürünlerde sağlıklı fiyat oluşumunun sağlanması, söz konusu ürünlerin maruz kaldığı kalıcı ve süreklilik arz eden fiyat şoklarını da makul boyutlarda tutacak. Saklanabilir ürünlerdeki fiyat hareketlerinin dayanıksız nitelikteki yaş meyve-sebze ürünlerindeki fiyat hareketlerinden farkı Grafik 1’de gösterilmekte.

Örnek olarak seçilen nohut ve pirinçte fiyat şoklarının çok daha kalıcı ve uzun süreli bir nitelikte olduğu gözlenirken, domates ve sivri biber gibi dayanıksız ürünlerde yüksek frekanslı ve geçici nitelikte olduğu görülmekte. Bir başka deyişle, saklanabilir ürünlerde fiyat şokları birkaç yıla yayılan güçlü trendler oluştururken, dayanıksız ürünlerde şoklar şiddetli olsa da çok kısa sürede sönümlenebilmekte. Lisanslı depoculuk sisteminin saklanabilir ürünlerde üretim artışı sağlayarak ve stok yönetiminde etkinliği artırarak söz konusu inatçı fiyat artışlarını törpülemesi ve böylelikle şokların kalıcılığını azaltması beklenmekte. Örnek vermek gerekirse; arpa ve mısır gibi ürünlerde fiyat istikrarının sağlanması yem maliyetlerini olumlu etkileyerek işlenmiş ve işlenmemiş et ürünlerinin fiyatlarındaki maliyet kaynaklı baskıları hafifletebilecek. Buğday fiyatlarında sağlanacak istikrar ise un maliyeti üzerinden ekmek ve diğer buğday ürünlerinin fiyatlarında olumlu etki oluşturabilecek. Söz konusu ürünler hanehalkı harcama sepetindeki yüksek payları ile gıda enflasyonunu etkileyen en önemli kalemler arasında yer alıyor.

Sonuç olarak, lisanslı depoculuk sistemi gıda enflasyonundaki inatçı artış eğilimini sınırlandırarak saklanabilir temel ürünlerde sağlıklı fiyat oluşumunu destekleyecek. Bunu yaparken bir yandan çiftçinin finansmana erişimini sağlayarak üretim süreçlerinde verimliliği artıran yatırımların finanse edilmesini sağlayacak, artan üretim verimliliği ile birlikte ithalata bağımlılık azalacak ve kur geçişkenlikleri sınırlanacak. Diğer yandan stoklama kapasitesi ve kalitesini artırarak ürün arzını yıl geneline yayacak. Özetle; lisanslı depoculuk sisteminin gelişmesi gıda enflasyonundaki güçlü artış eğilimine yol açan yapısal sorunlara kısmi de olsa çözüm sunmakta. Söz konusu sistemin etkin işlemesi için Gıda Komitesi nezdinde bir yandan teknik çalışmalar gerçekleştirilmekte, diğer yandan lisanslı depoların kullanımını yaygınlaştırmak amacıyla kapasite artışları sağlanmakta ve teşvik paketleri tasarlanmakta.

[1] Ayrıca limon, elma, armut gibi görece dayanıklı yaş meyve-sebze ürünleri de lisanslı depoculuk kapsamında değerlendirilebilir.

[2] Gümrük ve Ticaret Bakanlığı (http://icticaret.gtb.gov.tr/istatistikler/lisansli-depoculuk, Erişim Tarihi: 26.05.2017).

Kaynakça:

Aysoy, C., Seven, U. ve S. Tumen (2017). “Agricultural Credits and Agricultural Productivity: Cross-Country Evidence Highlighting the Interaction between Credit and Labor Markets,” yayımlanmamış çalışma tebliği.

Çalış H., Karaman E. ve B. İ. Yurtoğlu (2016), “Tarım Ürünleri Ticaretinde Yeni Bir Dönem: Lisanslı Depoculuk ve Ürün İhtisas Borsacılığı”, Gümrük ve Ticaret Uzman Görüş Dergisi, Sayı 41-42.

Tosun D., Savran K., Özge C. N., Keskin B. ve N. Demirbaş (2014), “The Evaluation of the Warehouse Receipt System for Agro-Food Products in Turkey,” Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi, 29: 240-247.

Semih Tümen

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yapısal Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürüdür.

Hüseyin Songül

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Merkez Bankası Uzmanı olarak görev yapmaktadır.

Editöre Not
Her türlü görüş, öneri
ve yorumlarınız için:
Mesaj Gönder

ANA SAYFA

* Blogda yer verilen görüşler yazarlara aittir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi görüşlerini temsil etmeyebilir.