Son dönemlerde pek çok ülkede ekonomik büyümeyi artırmak ve işsizliği azaltmak amacıyla genişletici maliye politikası uygulamalarının yeniden hız kazanmaya başladığını görüyoruz. Para politikasının ve gelirler politikasının yanı sıra maliye politikası da ekonomik dengelerin şekillenmesinde önemli bir rol oynuyor. Maliye politikası, istihdamın artırılması, ekonomik gelişmenin sağlanması, gelir dağılımının iyileştirilmesi, kamu borçlarının sürdürülebilirliğinin sağlanması ve fiyat istikrarına katkı verilmesi gibi amaçları gerçekleştirmeye çalışırken kamu harcamalarını, vergi gelirlerini ve borç yönetimini birer politika aracı olarak kullanmakta. Bu çerçevede, büyüme oranlarının artırılması ve işsizliğin azaltılması amacını gerçekleştirmek üzere kamu harcamalarının artırılması ve/veya vergi oranlarının düşürülmesi gündeme gelmekte. Her iki politika aracının da ekonomik aktivite üzerinde farklı etkileri olduğu görülüyor. Ayrıca, kamu harcamalarının ve vergi gelirlerinin alt bileşenlerinin milli gelir üzerindeki etkileri de farklılık gösterebiliyor. Bu yazıda kamu harcamalarının büyümeye etkisi mali çarpan analizi ile inceleniyor ve genişletici maliye politikası uygulamalarının kamu tüketim ve yatırım harcaması ayrımında farklı büyüme rejimleri (düşük/yüksek büyüme dönemleri) itibarıyla etkinliği tartışılıyor.
Mali Çarpan Nedir?
Mali çarpan, kamu harcamalarında veya vergi gelirlerinde meydana gelen bir birimlik dışsal değişimin milli gelir üzerinde meydana getirdiği etki olarak tanımlanıyor. Mali çarpanın hangi değeri aldığı maliye politikasının ekonomik aktivite üzerindeki etkinliğinin belirlenmesi açısından önem arz ediyor. Akademik yazında yer alan çalışmalar maliye politikasının etkinliğini belirleyen pek çok faktör olduğunu belirtiyor. Bu çalışmalar, mali çarpanın işaretinin ve boyutunun belirlenmesinde iş çevrimlerinin konumunun, döviz kuru rejiminin, dış ticarette açıklık derecesinin, mali şokların niteliğinin, otomatik dengeleyicilerin kapsamının, kamu mali duruşunun, para politikası uygulamalarının, finansal sistemin sağlamlığının ve belirsizliğin önemli bir rol oynayabileceğine işaret ediyor (Batini ve diğerleri, 2014). Aynı zamanda pek çok çalışma farklı ülke deneyimleri ışığında durgunluk dönemlerinde maliye politikasının çarpan etkisinin arttığını gösteriyor (Baum ve Koester, 2011, Auerbach ve Gorodnichenko, 2012). Ayrıca, mali çarpan değerinin düşük borç stokuna sahip ülkelerde daha yüksek olabileceğini gösteren çalışmalar da mevcut (Huidrom ve diğerleri, 2016). Bu nedenle, maliye politikası araçları kullanılırken bu uygulamaların ekonomik aktivite üzerindeki etkisinin belirlenmesi konusunda ekonominin içinde bulunduğu durumun doğru bir şekilde değerlendirilmesi önem taşıyor.
Kamu harcama çarpanı dediğimiz zaman kamu harcama artışlarının milli gelir üzerindeki toplam etkisinden bahsediyoruz. Bir başka ifade ile çarpan hem milli gelirin bir bileşeni olan kamu harcamalarındaki değişimin doğrudan etkisini hem de artan kamu harcamalarının özel sektör davranışları üzerindeki etkisini (dolaylı etki) kapsıyor. Bu çerçevede kamu harcamalarındaki artış özel tüketim ve özel yatırım harcamalarını düşürebileceği gibi (dışlama etkisi), artırıcı yönde de hareket edebilir.
Kamu harcamalarına gelen şokların milli gelir üzerindeki dinamik etkisini çeşitli mali çarpan tanımlamalarından yola çıkarak belirtmek mümkün. Bunları etki çarpanı (impact multiplier), maksimum çarpan (peak multiplier) ve birikimli çarpan (cumulative multiplier) olarak sıralayabiliriz. Etki çarpanı kamu harcamalarında meydana gelen bir birimlik artışın (pozitif harcama şoku) GSYİH üzerindeki ilk etkisini belirlerken, birikimli (kümülatif) çarpan ise bir birimlik kamu harcama şokunu takiben milli gelirde meydana gelen toplam değişimin kamu harcamalarında meydana gelen toplam değişime oranı olarak tanımlanmakta. Maksimum çarpan ise zaman içerisinde birikimli mali çarpanın aldığı maksimum değeri temsil etmekte.
Farklı Büyüme Rejimleri ve Çarpan Analizi
Çebi ve Özdemir (2016) çalışması, 1990:Ç1 – 2015:Ç4 dönemi itibarıyla Türkiye’de kamu harcama çarpanının iş çevrimlerine duyarlılığını inceliyor. Bu amaçla iş çevrimleri, uzun dönemli milli gelir büyümesi etrafında yüksek ve düşük büyüme rejimleri şeklinde ayrıştırılarak, her bir rejim için kamu harcama çarpanı yerel projeksiyon yöntemi (local projection method) kullanılarak tahmin ediliyor. Bulgular, düşük büyüme dönemlerinde maliye politikasının etkinliğinin arttığını gösteriyor (Grafik 1). Etki çarpanı düşük büyüme döneminde 1,73, yüksek büyüme döneminde ise 0,85 olarak hesaplanıyor. Bir yıllık birikimli çarpan ise yüksek ve düşük büyüme dönemlerinde sırasıyla 1,79 ve 2,28 değerini alıyor. Sonuç olarak, kamu harcama artışlarının büyümeye önemli bir katkı sağladığı ve bu katkının iş çevrimlerine karşı duyarlı olduğu bulgusuna ulaşılıyor. Bu bulgular, maliye politikasının kısa vadede etkin bir iktisat politikası aracı olduğunu ve kamu harcama çarpanının da genelde 1’den büyük değer aldığını ortaya koyuyor.
Kamu Yatırımı mı, Kamu Tüketimi mi?
Politika yapıcı açısından önem arz eden bir diğer husus hangi iktisat politikası aracılığıyla hedeflenen amaçlara daha kısa sürede ve etkin bir şekilde ulaşılabildiği sorusu. Kamu harcamalarını bileşenleri itibarıyla incelediğimizde her iki rejimde de kamu yatırım çarpanının kamu tüketim çarpanına göre daha büyük olduğunu görüyoruz. Bu bulgu kamu yatırımları yoluyla yapılacak genişletici bir maliye politikasının kamu tüketimine göre milli gelir üzerinde daha derin bir etki oluşturacağı görüşünü destekliyor. Bununla birlikte, birikimli çarpan değerleri kamu tüketiminin GSYİH üzerindeki etkisinin düşük büyüme dönemlerinde göz ardı edilemeyeceğine de işaret ediyor (Grafik 1).
2017 Yılı Bütçesi ve Maliye Politikası Çerçevesi
2017 yılı bütçesinde ortaya konulan maliye politikası, cari harcamaların kontrol altına alınacağı, büyümeyi destekleyici harcama artışlarının ise esas olarak kamu yatırımları yoluyla yapılacağı bir çerçeve sunuyor. Kamu yatırım çarpanının kamu tüketim çarpanına göre genel olarak daha yüksek değer aldığı ve özellikle düşük büyüme dönemlerinde kamu yatırım çarpan değerinin daha da arttığı dikkate alındığında harcama kompozisyonunda kamu yatırımları lehine yapılacak bir tercihin ekonomik aktivite üzerindeki etkisinin de daha belirgin olması beklenmekte. Ayrıca, kısa ve orta vadede toplam talebin yönetilmesinde önemli bir iktisat politikası aracı olan kamu yatırımlarının uzun vadede ekonominin arz yönünü de etkileyebilmesi nedeniyle 2017 yılı bütçesinde kamu alt yapı yatırımlarına ağırlık verilmesinin ekonominin potansiyel üretim kapasitesinin uzun vadede artırılmasına da katkı sağlayacağı öngörülmekte.
Özetle…
Sonuç olarak, maliye politikası etkinliğinin düşük büyüme dönemlerinde artıyor olması, mali disiplini kalıcı olarak bozmadan döngü karşıtı genişletici maliye politikası uygulanabilmesine olanak sağlıyor. Ayrıca, kamu yatırımlarını artırmayı hedefleyen genişletici maliye politikası uygulamalarının kamu tüketimine göre her iki büyüme rejiminde de ekonomik aktivite üzerinde daha etkin olduğu sonucuna ulaşılıyor.
*Bu çalışma, Enflasyon Raporu 2017-I’de kutu olarak yayınlanmıştır.
Kaynakça:
Auerbach, A.J. ve Y. Gorodnichenko (2012), “Measuring the Output Responses to Fiscal Policy”, American Economic Journal: Economic Policy 4, no. 2: 1-27.
Baum, A. ve G.B. Koester (2011), “The impact of Fiscal Policy on Economic Activity over the Business Cycle- Evidence from a Threshold VAR analysis”, Deutsche Bundesbank Discussion Paper, 03/2011.
Batini, N., Eyraud, L. ve A. Weber (2014), “A Simple Method to Compute Fiscal Multipliers”, IMF Working Paper, 14/93.
Çebi, C. ve K.A. Özdemir (2016), “Cyclical Variation of Fiscal Multiplier in Turkey”, TCMB Çalışma Tebliği, 16/19.
Huidrom, R., Kose, M.A., Lim, J. ve F. Ohnsorge (2016), “Do Fiscal Multipliers Depend on Fiscal Positions?”, CEPR Discussion Paper, DP11346.