ABD’de uygulanmaya konulan yeni vergi yasasının, kısa dönemde iç talebi uyararak ekonomik büyümeyi olumlu etkileyeceğini söylemek mümkün. Orta ve uzun vadedeki etkisi ise, daha çok arz tarafındaki yansımalarla şekillenecektir.
İktisadi faaliyetin ana eğilimiyle ilgili iktisadi olarak anlamlı bir çıkarım yapmamız gerektiğinde, değişkenlerden takvim etkilerini dışlayan bir yaklaşımı benimsemek gerekiyor.
Başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere, bir ülkenin kurumsal yapısını geliştirme performansı, dünya ekonomisinde korumacılık eğiliminin artmasından veya azalmasından bağımsız olarak, ekonominin büyüme ve dış ticaretten faydalanma potansiyeli üzerinde belirleyici olur.
Türk imalat sanayinde verimlilik açısından öncü firmalar genel olarak büyük, yüksek cirolu ve ihracat yoğun firmalar. Bu firmalar, teknoloji ve ARGE yatırımları yapıyor. Takipçi firmalar ise bölgesel ve ulusal öncülerden öğrenerek ve/veya öncülerin mevcut teknolojilerini kendi ihtiyaçları doğrultusunda uyarlayarak verimlilik artışı sağlayabiliyor.
Açık işlerin varlığı ekonomiler için önemli bir büyüme potansiyelinin göstergesi. Öte yandan, açık iş pozisyonlarının doldurulmasında yaşanan sıkıntılar bu potansiyeli sınırlayabilir. Bu yazı açık iş pozisyonlarını doldurmakta güçlük çeken firmaları İŞKUR’un İşgücü Piyasası Araştırmalarını kullanarak inceliyor.
Dünyada yenilenebilir enerjinin toplam arz içindeki payı 2005’e göre 2016’da yaklaşık yüzde 12’lik bir artış gösterdi. Ülkemizde ise yenilenebilir enerji kullanım oranı OECD ortalamasının üzerinde olmasına rağmen zaman içerisinde bu oranda tatminkâr bir artış olmadığı gözleniyor.
Bu çalışmanın amacı konut sektöründeki arz-talep dengesini değerlendirmektir. Arz-talep dengesi bize konut sektöründe oluşan stok birikimi hakkında bilgi vermektedir.
Üretim kapasitesinde uzun vadeli kazanımlar elde etmek için kısa vadeli tedbir ve teşviklerin kalıcı verimlilik artışına yönelik yapısal reformlarla desteklenmesi büyük önem taşıyor.
İş gücü kalitesi, tüketim kalıbı, talep gücü, teknoloji kullanım becerisi, coğrafi konumu, altyapısı, ticaret geleneği ve sağladığı teşviklerle Türkiye hem pazar arayışı hem de etkinlik arayışı içinde olan DYY’ler için iyi bir alternatif.
Maliye politikası etkinliğinin düşük büyüme dönemlerinde artıyor olması, mali disiplini kalıcı olarak bozmadan döngü karşıtı genişletici maliye politikası uygulanabilmesine olanak sağlıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu yakın zamanda ulusal hesap sisteminde güncellemeye gitti. Revizyonla beraber seriler arasında gözlenen en önemli farklardan biri tasarruf oranlarında gerçekleşti. Ancak, milli gelir revizyonu sonrası tasarruf oranında gözlenen iyileşme, bu alandaki yapısal reform ihtiyacını ortadan kaldırmıyor.
Türkiye’de son dönemde firma yatırım oranlarında bir ayrışma gözlenmekte. Teşvik politikalarının tasarlanmasında alt kırılımlardaki farklılıklar göz önünde bulundurularak, uzun vadede imalat sanayinde makineleşmenin ve hatta ARGE destekli yüksek teknolojiye dayanan makineleşmenin sağlanması amaçlanmalı.