Farklı iktisadi davranışa sahip yaş gruplarının nüfus içindeki ağırlıkları değiştikçe, toplam üretim ve harcama seviyeleri, dolayısıyla enflasyonun seyri etkilenebilmekte. Bu bağlamda, önümüzdeki yıllarda gelişmekte olan ülkelerde demografiden kaynaklanan dezenflasyonist etkinin giderek azalacağı bulgularımız arasında. Ancak Türkiye için hesapladığımız değerler, bu değişimin yakın bir gelecekte enflasyon dinamikleri üzerinde belirleyici olacak düzeylere ulaşmayacağına işaret ediyor.
Mevsimsel ürünlerin ağırlık yapısındaki yöntemsel değişimin giyim ve ayakkabı grubu fiyatları üzerinden çekirdek enflasyonda dalgalanmalara yol açması söz konusu. Dolayısıyla, enflasyonun ana eğilimine dair sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için, geçiş yılı olan 2017’de söz konusu etkilerden arındırılmış göstergelere bakılmasında fayda var.
Türkiye’de döviz kuru ve ithalat fiyatları gibi dış faktörlerin enflasyona etkisi yüksek. Döviz kuru ve ithalat fiyat geçişkenliğine dair ölçümler kayda değer bir belirsizlik içermediğinden oldukça net politika çıkarımları yapabilmemize imkân tanıyor. İktisadi faaliyet ve ücretlerden enflasyona geçiş etkileri ise daha geniş bir belirsizlik aralığını içermekte.
Ali Hakan Kara,Çağrı Sarıkaya,Fethi Öğünç,Mustafa Utku Özmen
Döviz kurundan enflasyona geçiş etkisi dönemsel faktörlere göre değişebiliyor. Mevcut dönemde iktisadi faaliyetin ılımlı seyri geçişkenliği sınırlarken, beklentilere dair gelişmeler yukarı yönlü risk oluşturmakta.