TT

Eda Gülşen

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Ekonomist olarak görev yapmaktadır.

Hakan Er

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Merkez Bankası Uzmanı olarak görev yapmaktadır.

Editöre Not
Her türlü görüş, öneri
ve yorumlarınız için:
Mesaj Gönder

Enflasyon hedeflemesi rejimi uygulayan merkez bankaları parasal aktarım mekanizmasının ilk adımı olarak kısa vadeli faizleri etkiler. Böylece ekonomik birimlerin harcama ve tasarruf kararları üzerinde etkili olan döviz kuru ve uzun vadeli faizler gibi değişkenler üzerinden para politikasının etkinliği sağlanır. Bilindiği üzere, ülkemizde kısa vadeli piyasa faizlerinin en önemli göstergelerinden biri sadece bankaların işlem yapabildiği BIST Bankalararası Repo-Ters Repo Pazarında oluşan gecelik faizler (BIST repo faizi). Bankalar likidite yönetimi amacıyla, BIST Bankalararası Repo-Ters Repo Pazarının yanı sıra kısa vadeli kur takası piyasasını da ağırlıklı olarak kullanmakta ve bu piyasa özellikle yabancı yatırımcıların Türkiye’deki bankalara likidite sağladıkları önemli bir piyasa. BIST repo faizi kur takası piyasasındaki gecelik faizin fiyatlanmasında önemli rol oynuyor. Bu nedenle gecelik kur takası piyasasından elde edilen fonların maliyetinin genelde BIST repo faizine yakın olması beklenir (Kara, 2015).  Diğer taraftan, yurt içi ve küresel piyasalarda oynaklıkların arttığı dönemlerde, piyasa oyuncularının bozulan risk algısı ve artan korunma ihtiyaçları nedeniyle, kur takası piyasasında faizler, BIST repo faizinin üzerinde seyredebiliyor. Ayrıca, teminat sıkıntısı yaşayan bankaların, kur takası piyasasını likidite yönetimi için daha yoğun olarak kullanması, TL faizleri üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturarak para politikası aktarım mekanizmasının işleyişini olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bu çerçevede, TCMB, TL ve döviz piyasalarının etkin bir şekilde çalışmasını ve bankaların likidite yönetimini desteklemek için teminat döviz depo piyasası işlemlerinde çeşitli düzenlemeler yaptı. Bu yazıda, teminat döviz depo uygulamalarına ilişkin genel bilgi verilerek, bu uygulamanın kur takası piyasası üzerindeki etkileri inceleniyor.

Finansal piyasalarda stresin arttığı dönemlerde, tüm piyasa oyuncularının aynı anda aynı yönde pozisyon alması finansal koşullarda arzu edilmeyen bir sıkışıklık ve oynaklığa neden olabiliyor. Kur riskinin yükseldiği dönemlerde artan döviz talebi nedeniyle ortaya çıkan korunma ihtiyacı, kur takası piyasası ile spot piyasada seviye ve oynaklıkları da artırıyor. Ayrıca, döviz piyasasında likiditenin sığlaştığı stres dönemlerinde, piyasadaki döviz talebi daha da artarak olumsuz bir sarmal da oluşturabiliyor. Diğer yandan, piyasadaki stres dönemlerinde, kur takası faizleri ve BIST repo faizinin genel olarak birlikte hareketinde anomaliler yaşanabiliyor. Grafik 1’i incelediğimizde, döviz piyasasında stresin yükseldiği dönemlerde kur takası faizleri ile BIST repo faizi arasındaki farkın açıldığını görüyoruz. Bu dönemlerde piyasadaki risk algısının artması döviz talebini artırıyor, korunma ve spekülatif işlemler nedeniyle döviz borçlanıp TL satılmak istenmesi ileri valörlü döviz kurlarını yükseltiyor. Ayrıca riskli görülen TL’yi tutmak için yatırımcıların daha yüksek faiz talep etmesi kur takası faizlerinin BIST repo faizinin üzerine çıkmasına neden olabiliyor. Bu çerçevede, teminat döviz depo uygulamaları, kur takası piyasasına benzer nitelikleri, ve kur takası piyasasında olası tek yönlü pozisyon almalarda TL’ye verdiği destek nedeniyle önemli bir araç olarak ortaya çıkıyor (Şema 1).

2015 yılı Ağustos ayında kamuoyu ile paylaşılan, küresel para politikalarının normalleşme sürecinde para politikasında izlenecek yol haritası çerçevesinde; 28 Eylül 2015 tarihinden geçerli olmak üzere, TCMB nezdinde gerçekleştirilen TL işlemlerin teminat koşulları sadeleştirildi ve bu işlemler için teminata kabul edilen döviz depolarının uygulama esaslarında değişiklik yapıldı. Bu çerçevede, önceden döviz depoların uluslararası piyasalarda değerlendirilmesiyle elde edilen faiz gelirleri masraflar düşüldükten sonra ilgili bankalara aktarılırken, yapılan değişiklikle artık bankalardan teminat döviz depoları için herhangi bir masraf alınmıyor ve söz konusu faiz oranları piyasa koşullarına göre günlük olarak ilan ediliyor. Ayrıca, döviz depolarının vadesi önceden 1 aydan kısa olmamak üzere, kuruluşlarla mutabık kalınmak suretiyle belirlenirken yapılan değişiklikle teminat amaçlı döviz cinsinden 2 hafta ve 1 ay vadeli depo kabul edilebiliyor. 28 Eylül 2015 tarihinden geçerli olmak üzere bankaların TCMB’ye teminat olarak getirebilecekleri döviz depo tutarına, banka bazında bir üst sınır getirilerek toplam tahsis edilen teminat döviz depo limitleri 3 milyar ABD Doları ve 900 milyon Euro olarak belirlendi. 2016 yılı Ocak ve Haziran aylarında yapılan değişikliklerle söz konusu limitler 5 milyar ABD doları ve 1.8 milyar Euro’ya yükseltildi. 17 Temmuz 2016 tarihinde alınan tedbirler çerçevesinde Türk lirası likidite sağlamak amacıyla bankalara limitsiz teminat döviz depo imkanı tanındı. Son olarak, 6 Ekim 2016 tarihinde bankalara yapılan duyuru ile yakın dönemde banka bazında teminat döviz depo limitlerinin 17 Temmuz öncesi limitlerin 4 katı olarak tanımlanacağı duyurusu yapıldı. 7 Ekim 2016 tarihi itibarıyla kullanılan teminat döviz depo miktarı ABD doları cinsinden yaklaşık 2 milyara, Euro cinsinden ise 9 milyar seviyelerine ulaştı. Teminat döviz depo limitlerinin kaldırılması sonrası bankaların Euro depo imkanını yoğunlukla kullandıklarını görüyoruz (Grafik 2).

Döviz depolarının teminata verilmesi imkanı ile ilgili uygulama, pratikte bankaların piyasa ile yaptıkları kur takası işlemlerine alternatif bir uygulama işlevi görüyor. Kur takası işlemlerine alternatif olarak teminata döviz depo getirilmesinin, finansal stres dönemlerinde artan korunma maliyetleri sonucu gecelik kur takası faizleri ve BIST gecelik faizlerinde görülen ayrışmayı sınırlayıcı etkisi olduğunu düşünüyoruz. Grafik 2’de gördüğümüz gibi teminata daha fazla döviz depo getirilmesi sonrasında gecelik kur takası faizleri ve BIST repo faizleri arasındaki fark azalıyor. Ayrıca, teminat döviz depo limitlerinin artırıldığı dönemlerde BIST repo faizlerinin üzerinde seyreden kur takası faizleri düşüş gösteriyor.  Son dönemde, teminat döviz depo limitlerinin kaldırılması ile gecelik kur takası faizleri düşüş eğilimi göstermiş ve limitlerin tekrar getirileceğinin duyurulması sonrasında ise yükselerek BIST repo faizlerine yakın seviyelerde seyretmeye devam ediyor.

Döviz likiditesi fazlasına sahip bankalar, TCMB’ye döviz depo getirerek hem risksiz bir getiri elde ediyor, hem de döviz depoları TCMB nezdindeki açık piyasa işlemleri ve bankalararası para piyasasında teminat olarak kullanarak TL likidite yönetimini de destekliyorlar. Ayrıca, TCMB’nin teminat döviz depo uygulamaları kur takası piyasasındaki faizler ile BIST repo faizinin farklılaşmasını sınırlayarak parasal aktarım mekanizmasının daha etkin çalışmasına katkıda bulunuyor.

Kaynakça:

Kara, H. (2015). "Faiz Koridoru ve Para Politikası Duruşu." TCMB Ekonomi Notları, 15/13.

Kilimci, E., Er, H. ve Çerçil,  İ. (2015). "Döviz Piyasası Stresi ve Likidite İlişkisi." TCMB Ekonomi Notları, 15/04.

 

 

 

 

 

 

 

 

Eda Gülşen

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Ekonomist olarak görev yapmaktadır.

Hakan Er

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Merkez Bankası Uzmanı olarak görev yapmaktadır.

Editöre Not
Her türlü görüş, öneri
ve yorumlarınız için:
Mesaj Gönder

ANA SAYFA

* Blogda yer verilen görüşler yazarlara aittir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi görüşlerini temsil etmeyebilir.